Friday, July 7, 2017

ATATÜRK'ÜN RİCASI

Ey milletim,
Ben Mustafa Kemal'im...
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
Hala en hakiki mürşit, değilse ilim,
Kurusun damağım dilim.
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın diktiğiniz heykellerimi....
***
Özgürlük hala,
En yüce değer
Değilse eğer...
Prangalı kalsın diyorsanız, köleler
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
***
Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı,
Ortaçağ'a taşımak istiyorsanız zamanı,
Baş tacı edebiliyorsanız
Sanatın içine tüküren adamı,
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın diktiğiniz heykellerimi.
***
Yetmediyse, acısı, şiddetin, savaşın,
Anlamı kalmadıysa
Yurtta sulh, dünyada barışın,
Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın,
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
***
Özlediyseniz fesi, peçeyi,
Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi,
Hala medet umuyorsanız
Şıhtan, şeyhten, dervişten,
Şifa buluyorsanız,
Muskada, üfürükçüden...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
***
Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek,
Kara çarşafa girsin diyorsanız,
Yobazın gazabından ürkerek...
Diyorsanız ki, okumasın
Kadınımız kızımız;
Budur bizim alın yazımız...
Unutun tüm dediklerimi...
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
***
Fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet...
Özlemini çekiyorsanız,
Saltanatın, sultanın...
Hala önemini anlamadıysanız,
Millet olmanın...
Kul olun, ümmet kalın,
Fetvasını bekleyin, şeyhülislamın...
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
RAHAT BIRAKIN BENİ...
Süleyman Apaydın

Wednesday, July 5, 2017




Eindhoven Üniversitesi ve Kent State Üniversitesi’nden bilim insanları ışık etkisi altında kıvrılarak yürüyebilen bir malzeme geliştirdiler. Bu bu polimer maddeyi bir şerit halinde dikdörtgen bir çerçeveye yerleştirdiler. Materyal aydınlatıldığında kendi kendine yürümeye başlıyor. Sadece bir ataç büyüklüğünde bu cihaz ışık enerjisini doğrudan hareketle yürümeye çeviriyor. Elde edilen bulgular 29 Haziran’da Nature dergisinde yayınlanacak. 

Maksimum hızı bir tırtılın hızına yani cm/s’ye eşit. Araştırmacılar bu sayede erişilmesi zor yüzeylere ulaşılabileceği ya da güneş panellerinin yüzeyinin temizlenebileceğini düşünüyor. Araştırmacılar bu şerite kum taneleri yerleştirdiler ve bu tanecikler bükülme hareketi ile kalktı. Bu mekanizma o kadar güçlü ki, kendinden çok daha büyük ve ağır nesneleri yokuş yukarı taşıyabiliyor. 

Aslında bu yeni materyal bir tarafı reaksiyon verdiğinden aydınlatıldıkça ışıkla reaksiyona giriyor. Bu deformasyon ışık gittiğinde aniden bitiyor. Bu materyal her ne kadar şeffaf görünse de, mor ışığı tümüyle absorbluyor ve ardında bir gölge yaratıyor. 
Eindhoven Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Dick Broer liderliğinde bilim ekibi, bu gölgeleme etkisini kullanarak sürekli devam eden bir bükülme hareketi üretti. Materyale tutturulan şerit materyali daha uzun olduğundan,bu bükülme hareketine neden oluyor.  Böylece ışık yoğunlaşarak ileri doğru bir harekete neden oluyor. Cihaz ters çevrildiğinde  , madde ters tarafa doğru gitmeye başlıyor.

Kaynak: http://www.gercekbilim.com/bilim-insanlari-ilk-isikla-yuruyen-polimeri-uretti/ 

Saturday, November 10, 2007

Monday, June 18, 2007

2 hafta su altındaki bir kutu içinde yaşadı


Avustralyalı bir bilim adamı, 2 hafta su altında çelik bir kutu içinde kaldı.
Deniz biyoloğu Lloyd Godson (29), 3 metre uzunluğunda BioSUB adını verdiği açık sarı kutuda elektrik üretmek için sabit bir bisikletle güneş panelleri kullandı ve karbondioksidi emen deniz yosunları yetiştirdi.

Lloyd Godson, ülkenin doğusunda Albury kentinde bir gölde yaşadığı 13 günlük maceranın sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Yüzümde güneş ışığını ve hafif rüzgarı hissetmek güzel” dedi.
Lloyd Godson’a su altında geçirdiği sürede bir grup dalgıcın, ev yapımı lazanya da dahil olmak üzere yiyecek ve içecek getirdiği, bilim adamının vakit geçirmek için dizüstü bilgisayarında video izlediği veya kablosuz internet bağlantısıyla dünyadaki öğrencilerle iletişim kurduğu belirtildi.
Godson’un bu deneyiyle, Australian Geographic dergisinin sponsorluğunu yaptığı bu tür projelere fon sağlamak için düzenlenen “Hayalini Yaşa” yarışmasından yaklaşık 42 bin dolar kazandığı kaydedildi.

400 Milyon yıllık deniz yıldızı fosili


Yaklaşık 500 milyon yıllık olan bu deniz yıldızı fosili, deniz yıldızının tüm detaylarının çok iyi korunduğu nadir örneklerden biridir.
Deniz yıldızının 5 kolu da bozulmadan günümüze kadar ulaşmıştır. Diğer yüz binlerce fosil gibi bu fosil de, canlıların evrim geçirmediklerini, yüz milyonlarca yıldır hiçbir değişikliğe uğramadıklarını söylemektedir. Yaklaşık yarım milyar yıl önceki deniz yıldızlarıyla, günümüzdeki deniz yıldızları arasında hiçbir fark yoktur.
FOSİL NO: SY0100
YAŞ: 500-440 milyon yıllık
DÖNEM: Ordovisyen
BULUNDUĞU YER: Hefalla Sandstone Oluşumu, Fas
BOYUTLARI: 8,5 cm

Yırtıcı dinozor bugünün tavuğu


Bilim adamlarının 68 milyon yıllık bir T. rex kemiğinde yaptıkları protein analizinde, dinozorlar ile kuşlar arasındaki evrim bağı aydınlatıldı.
ABD’li araştırmacılar, T. rex fosillerinde bugüne kadar kalmayı başaran organik molekülleri, günümüzün yaşayan hayvanlarınkilerle karşılaştırarak, bunların tavuk proteininin benzeri olduğunu tespit etti.

Dinozor kemiğinde protein keşfini, organik bir materyalin bu kadar uzun süre yaşamayı başarmasından ötürü sürpriz olarak niteleyen ABD’li bilim ekibi, bulgularını Science dergisinde yayınladı.
Tekniklerinin, diğer yaşayan ve soyu tükenmiş organizmalar arasındaki evrim ilişkisini aydınlatmakta da yardımcı olabileceğini belirten araştırmacılar, bulgularının kuşların evrimsel bağla doğrudan dinozorlara bağlandığı düşüncesiyle uyum içinde olduğunu ve bunu güçlendirdiğini kaydetti.
Araştırmanın eşbaşkanlarından Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesinden Mary Schweitzer, analiz sonucu proteinlerin dinozorun yumuşak dokusundan organik materyal olduğunun teyit edildiğini belirterek, “Şimdiye dek fosilleşme teorisine göre, organik dokuların bu kadar uzun süre yaşayamayacağı düşünülüyordu” dedi.Schweitzer, 68 milyon yaşındaki bu dinozorun kemik dokusundan elde edilen proteinlerin analizi sayesinde elde edilen bulguların, dinozorların evrimi ve diğer türlerle bağlantısı konusunda aydınlatıcı olacağını belirtti.
Bilim çevrelerini şaşırtan ve bir kafa, iki uyluk ve tibia kemiklerinden oluşan bu dinozor kalıntısı, ABD’nin Montana eyaletinin doğusundaki Hell Creek bölgesinde yapılan kazılarda bulunmuştu.
Fosil, eski bir akarsuyun taşıdığı alüvyon ve çamurla karışan ve fazla sıkı olmayan en az bin metreküp kumun altında bulunmuştu.
Proteinlerin T. rex kemiğinin “kolajen” olarak adlandırılan elastiki bağlantı lifleri olduğu belirtildi.
Bu protein özelliklerini yaşayan hayvanların veritabanıyla karşılaştıran bilim adamları, bunların tavuk kolajenlerinin benzeri olduğunu ve kurbağa ile semenderlerde de bulunduğunu ortaya çıkardı.

Çevreye zararı olmayan ‘eko-demir’

Araştırmacılar, elektrolize benzer bir teknikle karbon dioksit açığa çıkarmadan demir üretim yöntemi geliştirdi. Endüstrinin temel elementi demir, çevre en çok zarar veren maddelerden.

Demirin elde edilmesi sırasında yüksek miktarda karbon dioksit ve diğer zararlı maddeler doğaya karışıyor. Ancak, ABD’nin önemli araştırma kurumlarından MIT’de uzmanlar, CO2 çıkarmayan bir demir üretim tekniği geliştirdi. Deney aşamasındaki araştırmada, likit demir oksit dolu bir havuzdan elektrik akımı geçiriliyor. Daha sonra bu sıvı demir oksit ayrıştırılarak demir ve oksijen elde ediliyor. Araştırmayı yürüten Lawrence W. Kavanagh, eriyik oksit elektroliz yönteminin karbon açığa çıkarmadığını ve sadece oksijen ürettiğini vurguluyor..